Bizans İmparatoru Hirakl Ve Peygamberimizin Mektubu

 

 

( Fotoğrafta ki mektup, bahsi geçen şahsa gönderilen mektup değildir. )

 

     Resulullah (AS) , İmparator’a elçi olarak Dihye bin Halife el-Kelbî’yi göndermişti. Elçi mektubu ilettiğinde Hirakl mektubu okumuş ve elçiye şöyle demişti ; “Bizimde kitabımızda görüp beklediğimiz efendiniz, biliyorum ki Allah tarafından gönderilen bir resuldür. Eğer ben can güvenliğimden dolayı Romalılardan korkmasaydım ona tâbi olurdum. Şimdi sen, Romalılar arasında benden daha çok sözü geçen benden daha çok tutulan, Rahip Duğaturul Üskul’a git ve ona efendini anlat, söyleyeceklerini öğren”

Peygamberimizin elçisi söylenen Rahibe giderek ona peygamberimizin davetini iletir, İmparatorla arasıda geçen konuşmayı anlatır. Rahip, “ Biz onun özelliklerini ve ismini kutsal kitabımızdan biliyoruz” diyerek üzerindeki siyah rahip elbiselerini çıkarır ve beyaz elbiseler giyer. Asasını yanına alarak kilisede bulunan Romalılara gider ve onlara ; “ Ey Rum halkı, Ahmed’ten bize bir elçi ve onunla birlikte bizi Hak dine çağıran bir mektup geldi. Ben Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına ve Ahmed’in Allah’ın kulu ve resulü olduğuna şehadet ederim” der. Rum halkı bunun üzerine Duğaturul Üskul’a saldırır ve onu öldüresiye döverler. Elçi, durumu İmparator’a anlattığında şu cevabı alır ; “ Onlardan korktuğumuzu ve Rahibin sözünün onlar tarafından daha çok tutulduğunu söylemiştim.”

Sonraları Herakliyus, Bizans’ı ziyaret eden Arap tüccarlardan ve Ebû Süfyân’dan durmu araştırarak, soruşturmalar yapar. Peygamberimizin peygamberlik davetinin doğruluğuna inanır fakat İslam dinine girmez. İşte Herakliyus’a Peygamberimizin gönderdiği mektubun Türkçesi;

 

     “ Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Allah’ın kulu ve Resulü Muhammed’den Rum Kralı Hirakl’e.

Bundan sonra, Ben seni İslâmı kabul etmeye davet ediyorum.

İslâmı kabul et selamet bulursun. Müslüman ol ki, Allah ecrini iki kat versin.

Şayet yüz çevirirsen bütün tebaanın günahı senin üzerinedir.

“ Ey ehli kitap, hepiniz bizimle sizin aranızda müsavi ( ve adil) bir kelimeye gelin.

Şöyle diyerek ; ‘ Allah’tan başkasına tapmayalım, O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım.

Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabler ( diye ) tanımayalım.’ Buna rağmen

Eğer yine yüz çevirirlerse ( o halde ) deyin ki;

‘ Şahit olun, biz muhakkak Müslümanlarız’.”

 

                                                                                                      Muhammed

                                                                                                       Resulullah

                                                                                                        ( mühür )

 

Yararlanılan Kaynak ; “ Sîret Ansiklopedisi”, 1. cilt, İnkılâp Basım Yayım Organizasyon ve Ticaret Limited Şirketi, Şubat 1988.

 

Aydın AKDENİZ

aakdeniz1965@gmail.com